Hareketli noktalar, çocuklarda disleksi hakkında daha fazla bilgi edinmemize nasıl yardımcı oluyor - yeni araştırma


Birleşik Krallık'ta yaklaşık her on çocuktan birinde, okumayı öğrenmekte zorlandıkları bir gelişimsel durum olan disleksi vardır. Bu durum genellikle yazımda da zorluklara neden olur.
Okuma ve heceleme, konuşulan dile ve anlama karşılık gelen bir sayfada gördüğümüzün haritasını çıkarmayı içerir. Dolayısıyla, okuma güçlükleri, en azından kısmen, beynin görsel bilgiyi işleme biçimindeki (beynin gördüklerimizi nasıl anlamlandırdığı) farklılıklardan kaynaklanabilir.
Disleksik olan ve olmayan kişiler arasında tekrar tekrar farklılık gösterdiği bulunan bir görsel beceri, hareketi algılama yeteneğidir, bu da esasen hareketli nesnelerin yönünü nasıl belirlediğimiz anlamına gelir.
Farklı yönlerde hareket eden noktaların bir görüntüsünde, disleksik olan kişiler, genel yönü doğru bir şekilde yargılamak için aynı yönde hareket eden daha fazla noktaya ihtiyaç duyma eğilimindedir. Ancak şimdiye kadar bu yeteneğin neden etkilendiğini tam olarak anlayamadık. Disleksili çocuklarda beynin nasıl farklı geliştiğini daha iyi anlayabilmek için öğrenmeye çalışmak istedik.

Disleksik çocuklar hareketi nasıl algılar?

Bir olasılık, beyinde hareketi algılamak için gerekli olan bir yolun farklı şekilde gelişmesidir. Bu yol, zamanla konumu değişen hareketli nesneler veya zaman içinde frekansı değişen konuşma sesleri gibi zamanla hızla değişen bilgileri işlemek için uzmanlaşmıştır. Bir sesi diğerinden bu şekilde ayırt ederiz.
Hareket eden bir nesnenin yönü hakkında bir yargıya varmak için birçok işleme aşaması vardır. Sadece nesneyi görerek görsel bilgiyi kodlamamız gerekmez. Daha sonra, yanıt vermeden önce, bu konuda bir karar verebilmemiz için hangi yönde hareket ettiğine dair yeterli kanıt toplamamız gerekir. Bu, örneğin, onu yakalamak için bir topa doğru hareket etmek olabilir.
Şimdiye kadar, disleksili kişilerde farklılıkların nerede olduğu açık değildi. Son çalışmamızda, etkilenenin erken duyusal kodlama mı yoksa karar verme aşamaları mı yoksa her ikisi mi olduğunu öğrenmek istedik.
Çocuklara çocuk dostu oyunlarda hareket eden nokta kalıpları sunuldu ve iki görev boyunca genel yönlerini bulmaları istendi. "Sağa" mı yoksa "sola" mı gittiklerini söylemek için bir düğmeye basmaları gerekiyordu. Ayrıca çocukların beyin aktivitelerini başlarında bir EEG başlığı kullanarak ölçtük.
Daha sonra matematiksel bir model kullanarak çocukların ne kadar doğru olduklarını ve yanıt vermelerinin ne kadar sürdüğünü analiz ettik. Bu modelin sonuçları, disleksisi olan çocukların, disleksisi olmayan çocuklara kıyasla kanıt toplamada ve noktaların yönüne karar vermede daha yavaş olduklarını gösterdi.
Belirli bir olay veya görev sırasında beyin aktivitesini ölçmek için bir EEG kullanılır. Daha önceki bir çalışma benzer bir sonuca varırken, disleksideki bu davranışsal farkı, EEG kullanılarak ölçülen beyin aktivitelerindeki farklılıklara da bağlayabildik.
Nokta hareketinin yönüne karar verirken çocuklar, kafalarının ortasına yerleştirilmiş sensörler tarafından ölçülen beyin aktivitesinde kademeli bir artış gösterdi. Daha da önemlisi, bu hızlanma disleksili çocuklarda daha kademeliydi ve bu da matematiksel modelimizde kanıt toplama oranlarının daha yavaş olmasına karşılık geliyordu.
Ayrıca, çocukların hareketli noktaları ilk gördükleri andan itibaren görsel harekete verilen erken EEG tepkilerini de analiz ettik. Bu, erken duyusal işlemenin (hareket eden noktaların ilk görülmesinin) çalışmaya katılan tüm çocuklarda benzer olduğunu gösterdi.
Birlikte ele alındığında, bulgularımız disleksi olan ve olmayan çocukların başlangıçta görsel bilgileri nasıl işledikleri konusunda değil, bunun yerine bu konuda nasıl karar verdikleri konusunda farklılık gösterdiğini göstermektedir. Hareket eden noktaları da aynı kolaylıkla görüyor gibiydiler, ancak hangi yönde hareket ettiklerine karar vermeleri daha uzun sürdü.

Okuma yeteneği üzerinde olası etki

Sözcükler hareketsiz olsa da, bu hareket görevlerindeki farklılıklar çocukların okuma yeteneğini etkileyebilir. Bunun nedeni, dili oluşturan seslerin zaman içinde hızla değişmesidir - tıpkı hareket eden bir nokta gibi - bu nedenle bu değişiklikleri iyi algılayabilmek okuma süreçleri için önemlidir. Bir dili oluşturan hızla değişen sesleri işleme yeteneği, yaygın olarak disleksi ile bağlantılı olan fonolojik işlemede yer alır ve temel olarak sözlü ve yazılı dili işlemek için bir dili oluşturan sesleri kullanmak anlamına gelir.
Disleksili çocuklar hareketin yönü hakkında karar vermekte daha yavaşlarsa, konuşulan kelimelerdeki sesleri ayırt etmeyi daha zor bulabilirler. Bu da konuşulan dile ve anlama bağlı olduğundan okumayı daha da zorlaştırabilir.
Şimdi, disleksik çocukların, duyularımız aracılığıyla topladığımız diğer bilgi türleri için karar vermede daha yavaş olup olmadığını veya farklılıkların sadece görsel hareketle ilgili olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.
Diğer bir ilgi alanı ise, genel işlem hızı ve bilişsel yetenek gibi diğer becerilerin hem karar verme hem de okuma güçlükleriyle ilişkili olup olmadığıdır.
Bu çalışmalar, disleksi olan çocuklarda beynin nasıl farklı şekilde geliştiğine dair daha iyi bir resim oluşturmamıza yardımcı oluyor. Bulgularımız, disleksinin bir çocuğun okuma ve heceleme yeteneklerinden daha fazlasını etkileyebileceğini göstermektedir. Disleksik çocukları desteklerken hepimizin bunu aklımızda tutmamız önemlidir.

Not 1 : https://medicalxpress.com/news/2021-04-eye-movements-dyslexia-reveal-laborious.html sitesinden çevrilmiştir
Not 2 : Orjinal çalışma için link https://www.jneurosci.org/content/42/1/121